Home Yazılar Uzayda doğum mümkün mü

Uzayda doğum mümkün mü

yazan Kaan Yılancıoğlu

Son yıllarda uzay hakkında hiç olmadığı kadar hızlı gelişmeler yaşanıyor. NASA, SpaceX ve bunlar gibi bir sürü kuruluş uzay hakkında daha çok bilgi öğrenmek, uzay turizmini geliştirmek gibi birçok amaç için yarışıyorlar. Daha da ilerisi dünya üzerindeki kaynakları tüketmeye başladığımız için uzayda koloni kurmanın yollarını bulmak için uğraşıyorlar. Bunların hepsi bilim kurgu gibi hissettirse de sanırım bu gibi kuruluşların çabalarıyla gittikçe bu geleceğe yaklaşıyoruz. Peki bu kadar çok çalışma yapılıyor ama en temel olarak insan biyolojisi orada doğum yapmaya, biyolojik aktivitelerimizi devam ettirmeye uygun mu ve bunlar hakkında neler biliyoruz?

Bizim biyolojimiz, bedenimiz evrimsel olarak dünyadaki şartlara göre gelişmiştir. Kas gelişimimiz, kemik gelişimimiz, dolaşım sistemimiz, doğum yapmak gibi temel biyolojik aktivitelerimizin hepsi yer çekiminden yardım alarak görevlerini yerine getirebilmektedir. Peki uzaya hamile birini göndermek, doğum yapmak mümkün mü? Uzay şartlarında doğan bir bireyi tahmini olarak ne gibi durumlar bekler?

Şu ana kadar uzayda hiçbir doğum gerçekleşmedi ya da hamile bir kadın uzaya gönderilmedi. Şu anda temel olarak bildiğimiz bilgiler astronotlar üzerinde yapılan biyolojik araştırmalar, tavşan-fare gibi hayvanların uzaya gönderilip onlar üzerinde yapılan deneylerden elde ettiğimiz bulgular ve dünya üzerinde gerçekleştirmeye çalıştığımız simülasyon deneyleri ile sınırlıdır.

Uzay ile ilgili tabi ki herkesin tahmin edebileceği gibi temel iki sorun bulunmaktadır; yerçekimi ve radyasyon.

Uzaydan dönen astronotlar üzerinde yapılan çalışmalara göre astronotlar her ay yüzde 1-2 oranında kemik kütlesi kaybediyorlar. Buna ek olarak bir miktar kas kaybı yaşıyorlar. Bazı astronotlar vücut içindeki sıvılar dünyadaki gibi akış sağlayamadığı için denge sorunları, görme bozuklukları gibi problemler ile karşılaşabiliyor. Bu sorunlar çoğunlukla dünyaya döndüklerinden bir süre sonra düzelse de bazen kalıcı olabiliyor. Bu durumlar bize oradaki yaşam nasıl olurdu sorusuna biraz da olsa cevap bulunmamıza yardımcı oluyor. Bu gibi sorunlardan korunmak için astronotların her gün belirli sürelerde yapmaları gereken bedensel egzersizleri bulunuyor.

Diğer bir büyük sorun ise radyasyon. Dünyamızı sarmalayan katmanlar ile yüksek orandaki radyasyondan korunmaktayız. Yüksek düzeyde radyasyona maruz kalmanın genetik kodumuzda değişiklere yol açtığını biliyoruz. Uzayda en ileri teknolojilerimizle bile insan vücudu için çok zararlı olan radyasyonu en efektif şekilde engelleyemiyoruz.

Şu ana kadar uzayda hamile hayvanlar üzerinde yapılan deneylerden biliniyor ki doğum gerçekleşse bile dünyadaki türlerine göre bazı fizyolojik değişiklikler oluşuyor ve bu değişiklikler hayvan türüne göre değişiklik gösteriyor.

Uzaya hamile bir anne adayının gönderildiğini düşünelim. Öncelikle fırlatma sırasında maruz kalınan şiddetli g-kuvveti bebeği ve anneyi nasıl etkileyecek? Doğum sırasında yerçekimi olmadığı için anne kaslarını kullanmakta sorun yaşayacak ve bebeği nasıl doğurabilecek? Bebek doğdu diyelim kas-kemik, dolaşım sistemi yer çekimsiz ortamda olduğu için gelişimi nasıl olacak? Bahsettiğimiz kemik ve kas kütlesi kaybı olayı yeni doğmuş ve zaten güçsüz olan bir bebeği nasıl etkileyecek? Bir diğer önemli nokta ise bağışıklık sistemimiz. Vücudumuzdaki önemli aktivelerin bazıları mikrobiyotalar ile iş birliğinde çalışıyorlar ve bildiğimiz kadarıyla bu mikroplar olmaz ise insan vücudunda immünolojik hastalıklar oluşuyor. Bizler ihtiyacımız olan mikropları hamilelik-doğum döneminde anneden ve sonrasında çevremizden alıyoruz. Uzay doğan bir çocuk bu mikrobiyotaların çoğuna maruz kalamayacak olması ne gibi durumlar oluşabilir?

Astronotların bile dünyaya inerken karşılaştıkları sert kuvvetten dolayı ilk başta yardım almadan yürüyemiyorlar. Peki, uzayda doğan bir bebek Dünyaya gelip yer çekimiyle tanıştığında vücudu buna nasıl tepki verecek?

Görüldüğü gibi cevaplanması gereken bir sürü teknik soru bulunmakta.

Doğum sırasında annenin kaslarını olması gerektiği gibi kullanamaması normal doğumu zorlaştıracak bir etmen. Buna ek olarak kemik yoğunluğu kaybından dolayı güçsüzleşen leğen(pelvis) kemiğinin de doğum sırasındaki basınca dayanamaması büyük bir olasılık gibi görünmekte. Sezaryen doğum buna bir çözüm olabilir fakat bu yönteminde bazı eksileri olduğunu biliyoruz. Normalde bebeklerin kafası doğum kanalı boyu ile sınırlıdır. Her neslin sezaryen ile doğduğunu düşünürsek sonraki nesillerde kafa büyümesi ile karşılaşılabileceği tahmin edilmekte.

Rice Üniversitesi’nde evrimsel biyolog olan Dr.Scott Solomon uzayda doğacak bireylerin kemik ve kaslarının güçsüz olacağını bundan dolayı iskelet şekillerinin bizden farklı olabileceğini vurguluyor. Radyasyondan korunmak için vücudun farklı pigmentler geliştirebileceğini ve bundan dolayı cilt renklerinin daha koyu olabileceği tahmininde bulunuyor. Ayrıca yer çekimi olmadığından dolayı kan dolaşımı dünyadaki gibi olamayacağı için bedenin üst kısmında daha çok kan basıncı olacağı, bununda yüz ve gözlerin daha şişik olmasına yol açacağı düşünülüyor.

Her şeyi bir kenara bırakalım. Bu olayın çok büyük etik tartışmaları var. Embriyo üzerindeki deneylerin normalde bile çok kısıtlı ve ağır düzenlemeleri bulunmakta. Böyle bir deney için bir canlının hayatının etik sorumluluğu nasıl olacak?

Toparlamamız gerekirse uzayda doğum mümkün mü sorusuna verebileceğimiz yanıt karışık. Şu anda görünen şu ki çözmemiz gereken çok fazla problem bulunmakta. Uzayda bir yaşam düşünülürse bu sorunlar aşılması gereken en temel şeyler. Her şeye rağmen ben bu sorunlara çözüm bulunacağına ve uzayda doğumun mümkün olacağına inanıyorum.

Referanslar

1)TEDx Talks. (2020, February 2). Evolutionary Biology on Mars | Scott Solomon | TEDxUniversityofHouston[Video].Youtube.https://www.youtube.com/watch?v=Z2jlWzoVPFc

2) SpaceTech Analytics. (201–10-19). The Future of Space Medicine – Dr. Scott Solomon [Video]. Youtube. https://www.youtube.com/watch?v=477v1AD7TJw

3) Gresser, F. D. A. A REVIEW AND COMPARISON OF MOUSE AND RAT RESPONSES TO MICRO GRAVITY, HYPER GRAVITY AND SIMULATED MODELS OF PARTIAL GRAVITY; SPECIES DIFFERENCES, GAPS IN THE AVAILABLE DATA, AND CONSIDERATION OF THE ADVANTAGES AND CAVEATS OF EACH MODEL FOR SPACEFLIGHT RESEARCH.

4) DRAKE, N. A. D. I. A. (2018, December 10). Can humans have babies on Mars? It may be harder than you think. National Geographic. Retrieved March 4, 2022, from https://www.nationalgeographic.com/science/article/can-humans-have-babies-on-mars-space-it-may-be-harder-than-you-think

You may also like

Leave a Comment


Notice: ob_end_flush(): Failed to send buffer of zlib output compression (0) in /home/kaanyila/public_html/wp-includes/functions.php on line 5420