COVID-19’a neden olan virüs SARS-CoV-2 hala aramızda ve bir yere gitmeye de niyeti yok. Omicron formu ve alt varyantları da hızla ağlarına yeni kurbanlar düşürmekte. Alt varyant BA.5 sadece bir ay önce dünya çapında en yaygın olan varyanttı, ancak şimdi XBB.1.5 (Kraken olarak da bilinir) hızla dominant haline geliyor.
Verilerin mevcut olduğu en son tarih olan 26 Aralık itibariyle, XBB.1.5 alt varyantı Amerika Birleşik Devletleri’ndeki vakaların tahmini yüzde 12’sinden sorumludur; BQ.1.1 alt varyantı da vakaların tahmini yüzde 26’sından sorumlu olarak hala baskın; ve BA.5 alt değişkeni vakaların sadece yaklaşık yüzde 18’inden sorumlu olacak şekilde azalmıştır. Oldukça bulaşıcı olan Omicron türünün ilk ortaya çıktığı geçen yılla karşılaştırıldığında, Amerika Birleşik Devletleri’ndeki enfeksiyonlardaki mevcut artış daha az şiddetli. Amerikalı yetişkinlerin yalnızca yüzde 12 ila 30’unun COVID-19 aşısı takviye dozunu aldığı tahmin edilmektedir, buna rağmen durum gayet stabil seyretmektedir. Aslında bunun en büyük nedeni toplumun büyük oranda virüs ile karşılaşmış ve bağışıklık kazanmış olmasıdır.
Şu anda 38 ülke XBB.1.5 varyantı gördüğünü bildirmiştir. Avrupa Hastalık Kontrol Merkezi (ECDC), bilgisayar modellemelerine dayanarak, XBB.1.5’in bir ya da iki ay içinde Avrupa Birliği genelinde en yaygın tür olacağını tahmin ediyor.
“Küresel olarak bu varyant tartışmasız bir şekilde baskın güç haline gelecektir. Şu an itibariyle yeni varyanta tek bir rakip bile olamaz.” Pekin’deki Pekin Üniversitesi’nde XBB.1.5’i araştıran immünolog Yunlong Cao, Nature dergisine verdiği demeçte yeni SPIKE proteininin başka hiçbir şeyle “kıyaslanamaz” olduğunu söylüyor.
Ancak profesyoneller arasında bile XBB.1.5’in etkileri hala belirsiz görülüyor. Birçok vakada, SARS-CoV-2 çok büyük oranla hastaneye yatış veya ölümle sonuçlanmıyor, çünkü birçok kişi aşılar veya özellikle geçmiş enfeksiyonlar yoluyla bağışıklık sahibi olmuştur. Bağışıklık sistemi zayıf olan kişiler halen tehlike altında sayılabilir, fakat hali hazırda normal bir grip te onlar için tehlikeli durumdadır, bu da unutulmamalıdır. Bu nedenle bu kişiler önlemlerine devam edebilir.
XBB.1.5 varyantı, stabil hücresel enfeksiyonlar oluşturamayan daha zayıf XBB varyantından evrimleşmiştir. Ancak XBB, spike proteinini değiştiren ve ACE2 reseptörüne bağlanarak insan hücrelerini enfekte etme yeteneğini büyük ölçüde geliştiren F486P olarak adlandırılan bir mutasyona sahiptir. XBB, kendisini halihazırda antikorlara karşı korunaklı hale getiren bir dizi mutasyona da sahiptir.
Enfekte ve aşılanmış bireylerden alınan serumların kullanıldığı çalışmalar, mevcut antikorların XBB alt değişkenini nötralize etmede çoğunlukla etkisiz olduğunu ortaya koymuştur (Cell’de basılmıştır). New England Journal of Medicine (NEJM) dergisinde yayınlanan ve XBB’ye karşı antikor etkinliğini değerlendiren bir başka araştırmada da benzer bulgulara rastlanmıştır.
XBB.1.5’in çok bulaşıcı olduğu düşünüldüğünde, yakında insanları daha da hasta etme kapasitesine sahip olup olmadığını öğreneceğiz. Fakat kişisel beklentim, hali hazırda mevcut bağışıklık yanıtımızın bu varyantla başa çıkabileceği yönündedir. Özellikle enfeksiyonu geçirmiş kişilerin bu varyantı da başarı ile yeneceğini düşünüyorum. Hali hazırda coronavirus’un büyük bir tehdit oluşturmadığını düşünmekteyim. Dünya nüfusu artık bu enfeksiyona bir influenza gibi tepki verecek bağışıklığa sahip olmuştur, bu sebeple yeni varyantlar eskisi kadar endişe yaratmamaktadır. Gelecekte ne olacağını elbette söyleyemem, fakat şu an endişe duyulacak bir şey yok…
Nature, Cell ve New England Journal of Medicine