Home Yazılar Bazı Bağışıklık Hücrelerinin Şekeri Gerçekten Sevdiği Ortaya Çıktı

Bazı Bağışıklık Hücrelerinin Şekeri Gerçekten Sevdiği Ortaya Çıktı

yazan KAAN YILANCIOĞLU

T hücreleri çok çeşitlidir ve özellikle bulaşıcı hastalıklara karşı mücadelede temel işlevleri vardır. Son çalışmalar, bağırsak dokusunda yaşayan bir tür T hücresi olan doku yerleşimli lenfositlerin enerji için şekere fazlaca ihtiyaç duyduğunu göstermiştir. Bağırsak intraepitelyal lenfositleri (IEL’ler) olarak bilinen bu hücreler patojenlere karşı tetiktedir ve uygun şekilde yanıt vermek için beklemededir. Bu araştırma ayrıca IEL metabolizmasının dolaşımdaki lenfositlerden çok daha yüksek olduğunu, bu sebeple daha fazla şekere ihtiyaç duyduğunu göstermiştir.

Bu çalışma, diyetine dikkat eden, yeterli seviyede besin alan sağlıklı bir vücudun enfeksiyonla daha iyi mücadele edebildiğini gösteren kanıtlara bir yenisini daha ekleyerek, midede yeterli miktarda şeker bulunmasının yakın bölgedeki doku yerleşimli lenfositlerin aktivitesini artırarak enfeksiyonun daha hızlı bir şekilde ortadan kaldırılmasını sağlayabileceğini ortaya koymaktadır. Araştırmacılar elde ettikleri sonuçları Ulusal Bilimler Akademisi Bildiriler Kitabı’nda (PNAS) paylaştı.

Lenfositler vücutta geniş bir alana dağılmış olsalar da, belirli bir dokuda kalıcı olarak yaşayanlar da vardır. Bu IEL’ler bağırsak mukozasında işlev görmek üzere uzmanlaşmıştır.

“Lenf düğümleri enerji üretimi ve depolanması için bir sıcak noktadır, bu nedenle dolaşımdaki lenfositler yaşamlarının büyük bir kısmında orada yaşama eğilimindedir. Lenf düğümleri, içleri beslenme çantası ile doldurulmuş bir okulu andırır. Bu hücreler sürekli olarak burada beslenebilir ve hatta lenf düğümlerinden çıkıp vücudun dolaşım sistemine giderken yanlarına bir beslenme çantası bile alabilirler.” Çalışmanın başyazarı ve Lizbon, Portekiz’deki iMM ve FMUL’de Doçent olan Marc Veldhoen’a (FMUL) böyle diyor.

Bu araştırma için bir fare modeli enfekte edildi. Şekerin mevcudiyetinin bağırsaktaki yerleşik lenfositlerin aktivasyonunu ve bulaşıcı hastalıkların süresini etkilediği keşfedildi.

Dokularda kalıcı olan lenfositler, vücutta dolaşan lenfositlerle aynı derecede enerji harcamazlar, sürekli bir kısmi aktivasyon durumunda kalırlar. Veldhoen, yerleşik hücrelerin glikoz mevcudiyetine yanıt olarak metabolik faaliyetlerini düzenleme kabiliyetlerinin, enfeksiyon gibi diğer patojen saldırılarına yanıt vermek üzere daha iyi olduğunu belirtiyor.

Gastrointestinal sistemde bulunan lenfositler enerji üretiminde dolaşımdaki lenfositlerden daha verimlidir. İMM’de bir grup lideri ve araştırmanın ortak yazarı olan Vanessa Morais, “Glikoz, enerji üretmek için kullanılan kimyasallar olan laktat veya piruvat oluşturmak üzere bu hücreler tarafından hızla alınır” diyor.

Bu sonuçları insanlarda doğrulamak için daha fazla çalışma yapılması gerekse de, sağlıklı beslenmenin ne kadar önemli olduğunu gösteriyor.

Molecular Medicine: An International Journal ve Proceedings of the National Academy of Sciences.

You may also like

Leave a Comment