Nikotin, bağımlılık hızı çok yüksek olan psikoaktif bir maddedir. Psikoaktif maddeler merkezi sinir sistemini doğrudan etkilemekte, beyin fonksiyonlarını değiştirmekte, davranışta ve psikolojide farklı durumlara neden olmaktadır. Bu tür maddeler anestezilerde, psikiyatrik ilaçlarda ve ağrı kesicilerde kullanılmaktadır. Bunun yanı sıra toplum için de giderek daha büyük bir tehdit oluşturmaya başlamıştır.
Farelerde Nikotinin Etkisi
Nikotinin beyne etkilerinin gözlenebilmesi için yapılan çalışmalarda fare beyni üzerindeki farklılar gözlemlendi. Deney süresince farklı gruplara, farklı dozlarda nikotin verildi ve daha sonra iyileştirme aşamaları gözlemlendi.
Deney Grupları
Yetişkin farelere ve farklı gebelik dönemlerindeki yavru farelere, farklı dozlarda nikotin enjekte edildi. Bir grup farede nikotin tedavi amaçlı kullanılarak iyileşme süresi de gözlemlendi. Ayrıca tüm etkiler olmaksızın farelerin gebeliklerinin ve yetişkinlik dönemlerinin de gözlenebilmesi için bir grup fare kontrol grubu olarak seçildi.
Nikotin Miktarlarına Göre Elde Edilen İlk Sonuçlar
Orta derecede nikotin enjekte edilen anne farelerde, nikotinin yüksek oranda tolere edildiği gözlemlenirken yetişkin farelerde 10-15 dakika boyunca motor aktivitelerinde yavaşlama gerçekleşti. Düşük derecede, yani kilogram başına enjekte edilen 2 miligram dozda nikotin, ilk 5-10 dakika motor aktivitelerinde artışa sebep oldu. Ancak bu artışı depresif aktivite dönemi takip etti. Yüksek oranda yani 6 miligram dozda nikotin hayvanlarda yüksek hızda solunuma neden oldu ve 10-15 dakika boyunca motor aktivite baskılandı.
Doğum Sonrası Özellikler ve Ölüm Oranları
Orta düzeyde nikotin enjekte edilen farelerde, ölüm oranı %10 ile sınırlı kaldı. Bu da yetişkin hayvanlarda nikotinin yüksek oranda tolere edildiğini göstermektedir. Bunun yanı sıra kontrol grubu farelerinde ve nikotin ile tedavi edilen farelerde ölüm oranında herhangi bir değişiklik görülmedi. Ancak dördüncü grup olan gebelik döneminin sona erdiği farelerde, sütten kesilmiş olan yavrulardaki ölüm oranının en fazla olduğu tespit edildi. Bu sonuca göre nikotinin kan bariyerlerini kolayca aştığı, anne sütüne salgılandığı ve hem vücutta hem de beyinde gelişimde eksikliklere yol açtığı görüldü. Ayrıca vücut ağırlıkları da önemli ölçüde azaldı. Çünkü nikotin salgılanan anne sütü, yavruların iştahsız olmasına ve az beslenmesine sebep olmaktadır.
İkinci ve üçüncü grup olan gebelik döneminde, nikotine maruz kalan yavru farelerde, dördüncü grup farelerinde olduğu gibi ağırlıkta azalma gözlemlenmedi. Bunun nedeninin ise ikinci ve üçüncü grup farelerinin doğum sonrasında tedavi edilmesi ve anne sütünün nikotin içermemiş olduğu düşünülüyor.
Dolayısıyla yapılan araştırmalar sonucunda hamile bireylerin ve hatta partnerlerinin sigara içmesi durumunda bebeklerinin daha az ağırlığa sahip olması beklenmektedir. Ayrıca çocuğun diğer fiziksel özelliklerinde farklılık ve entelektüellik açısından uzun vadeli sorunlar ortaya çıkabileceği de düşünülmektedir.
Nikotinin Nörojenez Evresine Etkisi
Nörojenez, yani beyin gelişimi, farelerde gebelik süresince ilk 14 gün aktif olmaktadır. Orta beyin oluşumu tamamlanmaktadır. Bu nedenle 14. günden sonra nikotin uygulanmaya başlanan farelerde, yani ikinci grup yavrularda nöronların nikotinden en az etkilendiği görülmüştür. Bu yavrularda iyileşme daha kolay gerçekleşmektedir.
Apoptoz Mekanizması ve Nikotin Alımı
Beyin gelişiminin tamamlandığı ilk 21 gün sonunda hücrelerdeki apoptoz olayı da azalmaktadır.
Apoptoz, hücrelerin programlı ölüm mekanizmasıdır. Bu mekanizma ile gereksiz ve fonksiyonları bozulmuş olan hücreler planlı olarak dokuya zarar gelmeden ölmektedir. Ancak beyin gelişiminin tamamlanması ile azalan apoptoz mekanizması, o dönemde nikotinin hücrelere verdiği zararın yok edilmesini de engellemektedir. Böylece o dönemde zarar gören hücreler varlığını sürdürerek uzun vadede sorunlara yol açmaktadır. Özellikle hafızada tedavisi zor olan hastalıklar meydana gelebilmektedir.
Sonuç
Sonuç olarak insanlarda da gebelik süresince kullanılan nikotin, hamilelik dönemine bağlı olarak beynin farklı yerlerinde farklı sorunlara yol açabilmektedir. Özellikle apoptoz mekanizmasının azalmasıyla çocuklarda duygusal ve davranışsal bozukluklar meydana gelmektedir.