Bilim kurgunun gözde konusu olan ”zamanda yolculuk” meselesi hepimizin aklını kurcalamıştır. Kimimiz geçmişe gidip yaptığımız seçimleri düzeltmek, kimimiz de geleceğe gidip gelecekteki halimizi görmek için zaman yolculuğu yapmayı isteriz.
Bilim kurgu yazarları eserlerini yazarken bilimsel gerçeklerden faydalanırlar. Yani izlediğimiz ya da okuduğumuz hiçbir bilim kurgu tamamen hayal gücü ürünü sayılmaz. Hatta geçmişte çekilen çoğu filmin şu anki bilimsel gelişmeleri öngördüğüne de çok kez şahit olduk. Peki zaman yolcuğu sadece bir bilim kurgu konusu mu, yoksa kurgu olmama ihtimali var mı?
Bilim insanlarına göre zamanda yolculuğun gerçek olma ihtimali var. Ve bu yolculuk çoğumuzun aklında beliren klasik bir zaman makinesi ile değil, solucan delikleri adını verdiğimiz uzay-zaman köprüleri ile gerçekleşebilir. Tabii bu, şu anlık sadece düşünce deneyleri ile elde edilmiş bir teori. Bugünkü yazıda bu teoriyi inceleyeceğiz.
Solucan Deliği Teorisi
Solucan Deliği Teorisi; uzay-zamanda yapılacak teorik bir geçişin, evrendeki uzun yolcuklar için alternatif kısa yollar oluşturabileceğini varsayar. Bu teori, Genel Görelilik Teorisi’nden ilham almıştır. Genel Göreliliğe göre zaman, farklı kütle çekimlerine sahip bölgelerde farklı hızlarda akıyor. Zamanda yolculuk yapabilmek için ise, bu türden iki farklı bölgenin bulunup aralarında bir köprü oluşturulması gerekiyor.
Avusturyalı fizikçi Ludwig Flamm, Einstein’ın Görelilik Teorisi’ni incelerken ”Beyaz Delikler”in var olabileceğini öne sürdü. Beyaz delikler, kara deliklerin teorik olarak ters çevrilmiş haline verdiği isimdi. Bu beyaz deliklerin girişi ile kara deliklerin girişlerinin bir uzay-zaman kanalıyla bağlanabileceğini düşündü.
Daha sonra Albert Einstein ve fizikçi Nathan Rosen yine Görelilik Teorisi’ni baz alarak uzay-zamanda bu türden köprülerin gerçekten var olabileceğini öne sürdü. Onlara göre bu köprüler, uzay-zamanda yapılan uzun yolculukların süresini ve mesafesini teorik olarak kısaltabilirdi. Kara delik ve beyaz delikleri birbirine bağlayan bu köprülere Einstein-Rosen Köprüleri, veya bizim bildiğimiz adıyla Solucan Delikleri diyoruz.
Yukarıdaki çizimde de görüldüğü üzere, normalde daha uzun olan bir yolculuk, solucan delikleri sayesinde çok daha kısa bir süre ve mesafeye düşürülebiliyor. Ve, evrenin herhangi bir yerinde kara delik ile beyaz deliğin girişinin bulunduğu bölgelerde kütle çekiminin farklı olduğunu, yani zamanın farklı hızda aktığını kabul edersek zaman yolculuğunun mantığını da anlamış oluruz.
Örneğin; Evrende kara delik girişinin bulunduğu bölge kütle çekiminin büyüklüğü yüzünden daha yavaş akan bir zaman dilimine sahip olsun. Bu bölgede günlerden cuma olduğunu varsayalım, kütle çekiminin daha küçük olduğu (yani zamanın daha hızlı aktığı) beyaz delik bölgesinde ise günlerden cumartesidir diyelim. Böyle bir durumda solucan deliğinden geçerek çok kısa bir sürede cuma gününden cumartesiye ulaşmamız mümkün olacaktır.
Zamanda yolculuk teorik olarak mümkün. Peki bizi durduran nedir?
Bilim insanları zaman yolculuğunun teorik olarak mümkün olduğunu söylüyor. Fakat yakın gelecekte bunu başarmamız pek mümkün değil gibi. Çünkü bize engel olan birkaç sebep var:
1- Solucan Delikleri sadece çok kısa bir zaman diliminde var olabiliyorlar. Bu süre en az göz açıp kapamak kadar kısa. Yani bu sürede bir solucan deliği bulmak bile çok zorken içinden geçebilmek için daha fazla zamana ihtiyacımız olacaktır.
2- Solucan Delikleri’ni içinden geçebilecek kadar açık tutabilmek için çok büyük bir itici kuvvet gerekiyor. Bunu ise sadece ”egzotik madde” ile sağlayabiliyoruz. Fakat böyle bir maddenin var olup olmadığı bile henüz belli değil.
3- Solucan delikleri, içinden geçemeyeceğimiz kadar küçük. Hatta mikroskobik seviyelerde… Fakat henüz varlığı belirsiz olan egzotik madde ile boyut sorununu da çözebilmek mümkün. Ayrıca bilim insanları, evren genişledikçe bu deliklerin de genişleyebileceğini düşünüyor.
4- Paradokslar! Bildiğiniz üzere zaman, çok karışık ve anlaması güç bir kavram. Zamanda yolculuk ile, zaten bu kadar karışık olan bir kavramı daha da karışık hale getirmemiz olasıdır. Geçmişe gidebildiğimizi varsayarsak, geçmişte sergileyeceğimiz davranışlar şimdiki zamanı büyük ya da küçük açıdan etkileyebilir. Bu etkiler ise fizik kurallarını yıkarak paradokslara neden olabilir. Örnek: büyükbaba paradoksu.
Kısacası, zaman yolculuğu şimdilik sadece kağıt üzerindeki denklemlerde ve düşünce deneylerinde mümkün. Yakın zamanda da gerçekleşecek gibi gözükmüyor. Fakat bundan yıllar önce elimizde bir teori bile yoktu. Bilim ilerleyip gelişmeye devam ettikçe, teknoloji ileri seviyelere geldikçe bu sorunlara çare bulmak şimdiki kadar zor olmayacaktır. Zaman ve evren hakkında bilmediğimiz çok fazla şey var. Bu yüzden zaman yolculuğunun imkansız olduğunu da söyleyemeyiz. Bilim er ya da geç bu sorunun cevabını bizlere verecektir.
Yazımın sonunda, bu yazıyı yazmam için bana ilham veren videoyu da sizlerle paylaşmak isterim. İyi seyirler.
Konu hakkında daha ayrıntılı bilgi öğrenmek isteyen ve uzay-zaman ile ilgilenenlere;
Dizi önerisi:
Doctor Who
Film önerisi:
Interstellar
Back to the Future
Kitap önerisi:
Stephen Hawking- Kara Delikler
Carolyn Collins Petersen- Evren 101
KAYNAKLAR:
1- https://www.space.com/20881-wormholes.html
2- https://popsci.com.tr/solucan-deliginin-anatomisine-giris/
3- https://youtu.be/9P6rdqiybaw
4- https://youtu.be/bl7QtQpzm18